Sarman ve Tekir adlarında iki kedi üniversiteden mezun olduktan sonra beraber iş aramışlardı. Bizim iki kanka kedi güzel bir firmada işe başladı. Her sabah erkenden işilerine başlayan kediler, çok çalışır… Çok üretir… ve bunları zevk alarak yaparlardı. Sadece patron’dan emir alarlardı. Herkes mutluydu…
Büyük patron Panter, kedilerin başında şefleri olmadan kendiliğinden bu kadar hevesle çalışmasına çok şaşırırdı.Bir gün aklına parlak bir fikir geldi; eğer kediler, başında bir yönetici bile olmadan bu kadar üretken olabiliyorsa, bir de başarılı bir yöneticisi olsa neler yapardı?
Bunun üzerine, müthiş bir yöneticilik kariyeri olan ve yazdığı raporlarla ünlü köpek Çomar’ı işe aldı. Hem bizim kediler köpekten tırsacak, iş yerine disiplin gelecek hem de köpek gibi benim dediğimi yapar mantığı vardı, panter patronda. Bizim “it” Köpek işe öncelikle bir kronemetre alarak başladı. Böylece Sarman ve Tekir’in çalıştığı saatleri tam olarak ölçebilecekti. İş saatlerinde gevşekliğe müsaade etmeyecekti. Elbette raporlarını düzenleyecek bir sekretere de ihtiyacı olacaktı. Bu nedenle hem telefon trafiğini yönetmek ve hem de arşiv işleri için Van’lı Van kedisi Topak’ı işe aldı.
Panter, gelişmelerden çok memnundu. Çomar’ın hazırladığı raporlar gerçekten harikaydı. Hatta ondan üretim hızını ölçen ve kârlılığı analiz eden renkli grafikler de hazırlamasını istedi. Böylece bu raporları ortaklarına sunum yaparken kullanabilecekti. Topak, bu raporları üretebilmek için yeni bir bilgisayara ve donanıma ihtiyaç duydu. Artan ekipmanlar için de artık bir bilgi işlem departmanı oluşturmanın zamanı gelmişti. Bu işleri idare etmek için yeni mezun kedi Köpük işe alındı.
Bir zamanlar mutlu, üretken ve rahat olan kanka kediler, bu yeni toplantı düzeninden ve evrak işlerinden yılmıştı. Zamanın büyük bir kısmını sorulan soruları cevaplamak ve evrak işleri yapmakla geçiyordu. Sarman olanları kabüllenmiş, kendini işe vermişti. Tekir ise kendini geliştirme sevdasındaydı. Hatta mart aylarında hiç rahat durmuyor, kedisel iç güdülerle nereye saldıracağını şaşırıyordu.
Panter, kanka kedilerin çalıştığı bölümünün giderek büyümesinden memnundu. Bölümü daha da büyütmek üzere bir üst yöneticiye ihtiyaç olduğunu düşündü ve bölüm başkanı olarak başarıları ile ünlü saksağan Salim’ı işe aldı. Dam üstünde saksağan demeyin sakın, her kurumsallaşma sevdasındaki şirkete gelir bu saksağan kafalılar!
Kendi rahatına ve keyfine düşkün saksağa’nın ilk icraatı ofisi rahat edebileceği yeni mobilyalarla döşemek oldu. Tabi ki kendisinin yeni bir bilgisayara, bütçe kontrol ve stratejik verimlilik planı hazırlanması için kişisel bir yardımcıya ihtiyacı vardı. Bunun üzerine eski işyerindeki yardımcısı Tavuskuşu İbo’yu işe aldı. Hatta abartıp eksi şirketindeki tüm gereksiz kuş cinslerini transfer etmeye başladı! Buna baykuş ve hatta Bayan Kuş’ta dahil 🙂
Tekir’in çalıştığı yer giderek kimsenin gülmediği, neşesiz ve mutsuz bir mekana dönüşmüştü. Tekir yeni katılan kadro ile takışıp kavga ediyor, panter edasıyla kendini geliştiriyor, diğer firmalarla ilişki kurup yeni müşteriler buluyordu. Diyar diyar dolaşıp, Diyarbakır’lı tekir kedi Bekir’le de tanışması işte böyle bir iş gezisinde oldu. Bekir esmer, uzun tüylü, yelleli, ser bakıştı bir kediydi. Tekir’e bir gün Tekir’e “Sen çok büyük işler yapacaksın” aslanım dedi!
Saksağan Salim, patronu Panter’i ortamın ruh halini değiştirecek bir çalışma yapılması gerektiğine ikna etti. Bunun üzerine, Kanka kedilerin bölümünde olup bitenleri gözden geçiren Panter, üretimin ve kârlılığın dramatik bir şekilde düştüğünü fark etti. Hemen, son derece itibarlı ve iyi tanınmış bir Danışman olan akbaba Orhan’ı sorunu çözmesi için işe aldı.
Orhan (ak)baba, kanka kedilerin bölümünde üç ay geçirdi. Bu hummalı çalışmanın ardından ciltlerce süren muhteşem bir rapor yazdı. Raporun sonucu şuydu: “Departmanda aşırı istihdam vardı”.
Panter, raporu inceledikten sonra dramatik bir karar verdi ve elbette, ilk olarak negatif tavırlarıyla dikkat çeken, mutsuz ve çalışma isteğini kaybetmiş olan Tekir’ı işten çıkardı! Sarman çalışmaya devam ediyordu ama kafası karman-çormandı!
devam ediyorum….
Tekir suya düşmüş kedi gibi olmuştu! Ne yapacağını bilemedi, hemen arkadaşı Bekir’ı aradı. Bekir ona “Şimdi aslanlığını gösterme zamanı” dedi ve verdi gazı, “Aç bir şirket, yap bildiğin işi”. Sarman’ın aklı karman çorman olmuştu!
Nede olsa kedi familyasından geliyorum, büyüyünce aslan da olabilirm düşüncesiyle, “gireyim şu piyasaya” dedi ve açtı kendi şirketini… Ya kedi olarak çalışmaya devam edecek, ya da eski panter patronu gibi Aslan Tekir olacak. Hep beraber göreceğiz…
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.