
Üniversite eğitimin ilk yılını tamamlamış bulunmaktaydım ve ilk yıl tahmin ettiğimden de zordu. Hem konular çok ağır hem de tüm dersler İngilizceydi. Etrafım fen lisesi ya kolej kökenli sürekli İngilizce eğitim gören arkadaşlarımla dolu olduğundan, onlardan hep bir adım gerideydim. Önce kafamda çeviri yapıyor sonra da konu hakkında bir şeyler yapmaya çalışıyordum. Tabiki bu da beni yavaşlatıyor ve kendimi eksik hissetmeme sebep oluyordu.
Kütüphaneye girerken panoda bir ilan görmüştüm, o ilanda İngiltere’de hem dil öğrenin hem de para kazanın yazıyordu. ODTÜ Kütüphanesindeki bu ilan belki de hayatımı değiştiren ilanlardan birisiydi. İlandaki telefon numarasını not aldım ve akşam eve gidince telefonla bilgi almak için kısa bir görüşme yaptım. Telefondaki kişi yarın Kütüphane’de buluşabileceğimizi ve bana daha detaylı bilgi verebileceğini söyledi. Kendisi de İnşaat Mühendisliği Bölümünde öğrenci olan Enis ile ertesi gün buluştuk.
Geçen yıl Enis “Farm Camp” ilanıyla İngiltere’ye gitmiş ve uzun bir süre kalmış. Hem dil öğrenmiş hem para kazanmış hem de bir sürü anı biriktirmiş. Bana aracılık yaparak biraz para kazanabileceğinden bahsetti ama benim de birikmiş bir param yoktu! Ne yapıp edip İngiltere’ye gidecektim ve amacım gerçek bir İngiliz İngilizcesi konuşmaktı.
Enis ile anlaşıp daha o gün formları doldurduk ve onay için İngiltere’ye postaladık
İngiltere için Yanıma Arkadaş Ararken
Aslında konu hakkında aileme bir şey dememiştim ama biraz biriken paramla başvuru yaptığımı söylediğimde oldukça şaşırdılar. Çünkü bana verilen harçlıklarla bunu yapmam imkansızdı. Ben fazla para harcamıyor, okulun yemekhanesinde yiyor ve hisse senedi alıp satarak para da kazanıyordum. Biraz kabuğumu kırıp dış dünyaya açılmıştım ama henüz Ankara dışında Türkiye’de en fazla 8-10 yer görmüştüm. İngiltere bana baya baya ütopik gelse de aklıma koymuştum İngiliz İngilizcesi öğrenip çok akıcı bir şekilde İngilizce konuşmadan dönmeyecektim ülkemize. Bunları aileme anlattığımda (tabi hepsini değil) bana destek oldular çünkü İngiltere’ye uçakla değil otobüsle gidecektim ve galiba 300 Pound gibi bir para ödemem gerekiyordu. Bunun 100 Pound’unu ödemiştim bile. Benim için destek gerektiren kısım otobüs bileti ve pasaport’tu çünkü kalan parayı o zamana kadar biriktirecektim.
Yakın arkadaşı Musti’nin yakın arkadaşı olan Fatih Mülkiye’de Uluslararası İlişkiler okuyordu. Ben Musti’ye bunlardan bahsederken Fatih’te İngiltere’ye gitmek istediğini söylediğinde çok şaşırmıştım. Ona planımdan bahsettim ve kısıtlı bütçeden… Tamam dedi…. Her ne kadar Musti’yi ikna etmeye çalıştıysakta başaramadık!
Neredeyse 1 ay içinde International Farm Village Tunstead’den bize başvuru onayı geldi. Kampın yerini tam olarak bilmemekle birlikte adresini biliyorduk. Church Farm, Tunstead NR12 8RQ, Birleşik Krallık